MAS’tan Adriana Salvatierra: “Artık Bolivya’da devrime devam edebiliriz”

Bolivya’da 18 Ekim’de yapılan seçimlerde, sosyalist Luis Arce oyların yüzde 55’ini alarak önemli bir zafer kazandı. Ülkenin eski senato başkanı Adriana Salvatierra, MAS hükümetinin geçtiğimiz yıl gerçekleşen darbenin yarattığı tahribatı nasıl giderebileceğini ve Bolivya’nın toplumsal dönüşüm rotasına yeniden nasıl sokulabileceğini anlattı

Soner Torlak 31 Ekim 2020

Bolivya’nın Sosyalizme Doğru Hareket (MAS) partisinin 18 Ekim genel seçimlerinde kazandığı ezici zafere bakıldığında, zamanında 2005 yılında hayata geçirilen ilk başarılı başkanlık seçim kampanyasıyla olan paralellikler kolayca görülebiliyor. Son seçime giderken yaşanan çatışmalarda olduğu gibi, Evo Morales’in 2005 yılındaki seçimlerdeki başarısından önceki yıllarda, koka üreticisi çiftçilerin liderini ülkenin en yüksek makamına taşımaya yardımcı olan bir dizi kriz yaşanmıştı.

O dönemde, Hugo Banzer Suárez’in askeri diktatörlüğünce başlatılan ve onu takip eden sağcı hükümetler tarafından derinleştirilen neoliberal ekonomi modelinin popülaritesi en düşük seviyesine ulaşmıştı. Bolivya, IMF tarafından borçlandırılmasından ve bunu izleyen “reformlar”dan kaynaklanan ekonomik kriz nedeniyle serseme dönmüştü. 2003 Gaz Savaşı (hükümetin Amerika Birleşik Devletleri’ne Şili üzerinden yüksek miktarlarda doğalgaz ihraç edilmesine dönük yasa tasarısına karşı yaşanan kitlesel isyan) neoliberalizmin sözümona istikrarından geriye ne kaldıysa silip süpürmüştü. Bolivya 2005 yılına sandık başına giderken, El Alto şehrindeki toplumsal hareketlere dönük gerçekleştirilen “Kara Ekim” katliamları halkın hafızasında hâlâ tazeydi. Ülke, yerli hareketlerini ve “Katarist” denilen siyasi geleneği de bünyesine katan yeni ve sosyalist bir hükümet yönetiminde yeni bir radikal değişim hattına girmişti.

18 Ekim Pazar günü Luis “Lucho” Arce’nin kazandığı seçimlerden önceki on bir ayı kat edip bugüne baktığımızda, adeta Morales’in önceki zaferinden öncesinin (ki neoliberalizmin felakete yol açan yıllarının) bir tür hızlı çekimini görmüş oluyoruz. Bolivya ekonomisi Morales’e karşı 2019 Kasım’ında yapılan darbenin öncesinde bölgenin en hızlı büyüyen ekonomisiydi fakat bu yıl, COVID-19 salgını ve Jeanine Áñez rejiminin kötü ekonomi yönetiminin de katkısıyla yüzde 6 oranında küçülme yaşadı. Senkata ve Sacaba’da darbe sonrasında yaşanan ve 2003’te El Alto yaşananlardan bile daha kanlı olan katliamlar, yeni [darbeci] rejimin baskıcı doğasını ve onun geçmiş askeri diktatörlük geleneklerinin açık bir devamı olduğunu gözler önüne serdi.

Rejimin bu eylemleri MAS’ın desteğinin artmasına yaradı. Yüzlerce aşırı pahalı ventilasyon cihazının ve COVID-19 ile ilgili tıbbi malzemenin Jeanine Áñez rejimi üyeleri tarafından çalınması gibi yolsuzluk skandalları, yeni rejimin tamamen köksüz olmasıyla birlikte Sol’da tiksinti, hatta Sağ’da hayal kırıklığı yaratacaktı. Siyasi aktivistlere, gazetecilere, MAS liderlerine dönük yapılan zulümler ve seçimlerin sürekli ertelenip durması, ülkeyi felç ederek ve hükümeti sonunda 18 Ekim’i seçim günü ilan etmeyi kabul etmeye zorlayarak Ağustos ayında yeni bir kitlesel halk isyanını tetikleyecekti.

Luis Arce, Bolivya’nın başkenti La Paz’da 18 Ekim’deki genel seçimlerden MAS’ın (Sosyalizme Doğru Hareket) galip çıkması sonrasında gerçekleştirilen basın toplantısında zaferini ilan ediyor ve destekçileriyle birlikte kutlama yapıyor. (Gaston Brito Miserocchi / Getty Images)

Bu anlamda 2020 seçimlerinin sonucunun 2005 seçimlerininkiyle aynı olması şaşırtıcı değil. MAS oyların yüzde 55,1’ini alırken, neoliberal eski başkan Carlos Mesa yüzde 28,8 ve Santa Cruz kökenli aşırı sağcı aday Fernando Camacho ise yüzde 14 oy aldı. MAS’ın uzak ara zaferi, çok-uluslu meclisin her iki kanadını da (130 milletvekilliğinin 73’ünü ve 36 senatörlüğün 21’ini alarak) garantiye aldı ve böylece Bolivya’nın ekonomisinde ve toplumsal dokusunda bir iyileşme yaşanmasına izin verecek siyasi istikrarı sağlamış oldu.

Adriana Salvatierra, son Morales hükümetinde Bolivya Senatosu başkanlığı görevindeydi. Salvatierra, Bolivya’nın geleceğini ve seçimden önceki rejimin miras bıraktığı belirli zorlukları Denis Rogatyuk ve Bruno Sommer Catalan ile konuştu.

Denis Rogatyuk: Seçimden önce MAS kampanyasını yürütmek için bütün Bolivya’yı dolaştınız. Son haftalara girildiğinde kampanya ne durumdaydı ve MAS’lı yoldaşlar kazandıkları başarı hakkında ne düşünüyorlar?

Adriana Salvatierra: Oldukça yoğun bir kampanya geçirdik çünkü [2019’daki] seçim sahtekarlığına dönük anlatı aslında bir darbe olan Kasım’da yaşanan şeyi meşrulaştırmak üzere inşa edilmişti. 2019’daki seçimi nasıl kazandıysak, 2020’deki seçimi de bu sefer yüzde 55 oyla kazandık. Bu önemli çünkü onların darbeyi meşrulaştırmak üzere kullandığı argümanlar çökmüş oldu.

Önemli olan bir diğer şey, bu seçim zaferi Bolivya halkının ruhunun ve cesaretinin bir gösterisi olmuş oldu. Seçimden bir gün önce, Jeanine Áñez hükümeti Bolivya halkını yıldırmak amacıyla askeri tatbikatlar gerçekleştirdi ve sokaklarda polis ve askeri güçlerle resmen “şov” yaptı. Yine de aldığımız yüzde 55’lik oyla yıkılmaktan kurtulamadılar.

Bu dönem aynı zamanda biz MAS militanları açısından sıkı bir öğrenim süreci oldu; acı dolu bir yıldı fakat aynı zamanda bizim açımızdan çok önemli olan bir umut patikasını da önümüze serdi.

MAS devlet başkanlığı için kullanılan oyların yüzde 55’ini aldı fakat aynı zamanda Çok-uluslu Meclis’in iki kanadında da çoğunluğu elde etti. Bu türden bir şey bekliyor muydunuz ve geçtiğimiz yılki seçimle karşılaştırıldığında bu sonuçları nasıl açıklıyorsunuz?

İlk turda kazanacağımızı hesaplamıştık fakat yüzde 50 oranından fazla destek almış olmamız beni şaşırttı. Zafer kazanmamızın nedeninin, temelde, diğer partiler kendi aralarında hangisinin MAS’ın meşru ya da en iyi karşıtı olduğu konusunda kavga ederken, MAS’ın olumsuz şartlar içinde halkın ihtiyacının neler olduğunu öngörebilmiş olmasında yattığına inanıyorum.

İnsanların sorduğu sorulara yanıt vermeye, istikrarı ve ekonomik büyümeyi nasıl yeniden kazanacağımız, yeni bir istihdam yaratma sürecini nasıl işleteceğimiz ve Luis Arce ve David Choquehuanca yönetiminde ekonomiyi nasıl yeniden canlandıracağımız sorularına yanıt vermeye odaklandık. Ben bu etkenlerin diğer partiler ile bizim aramızdaki temel farkı yarattığını düşünüyorum.

MAS (Sosyalizme Doğru Hareket) adayı Luis Arce’nin destekçileri Bolivya’nın başkenti La Paz’da seçimlerden bir gün sonra yaptıkları kutlamada bayraklarını sallıyorlar. (Gaston Brito Miserocchi / Getty Images)

İkinci önemli şey, halkın karşılaştırma ve kıyaslama yapabiliyor olmasıdır. MAS’ın siyasi projesini, demokratik ve kültürel devrimimizi on dört yıl boyunca sorgulayan ve kınayan muhalefet nihayet [2020 yılının çoğunda] iktidardaydı ve devlet aygıtını yönetmek konusundaki yetersizliğini ve beceriksizliğini açıkça ortaya koydu. Daha temel olarak ise, siyasal olarak taşıyıcısı olduğu sınıf çıkarlarıyla uyum içinde davrandı. İşte bu karşıtlık içinde, halk da bir yıl önce ne halde olduğunu ve bugün ne halde olduğunu, yaşamının bir yıl önce nasıl örgütlendiğini, maliyesinin bir yıl önce nasıl planlandığını görebildi. Bugün bunların hepsi de çökmüş durumda ve sadece sağlık krizi nedeniyle değil, aynı zamanda kamu işlerinin kötü yönetilmesi nedeniyle de.

Bruno Sommer Catalan: MAS’ın demokratik olarak seçilmesinin, ciddi bir çoğunluğu kazanmasının ardından, çeşitli aşırı sağcı paramiliter grupların MAS taraftarı gruplara dönük saldırılarını ve MAS’ın zaferini tanımama yaklaşımlarını görmeye devam ediyoruz. Bu durum toplumsal hareketleri nasıl etkiledi? Yapılan saldırılara direnebildiler mi ve gelecek haftalarda bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyorlar?

Fiilen varlığını sürdüren şeyin, [aşırı sağcı aday] Luis Fernando Camacho’nun liderliğini güçlendirmeyi amaçlayan sokak ajitasyonu olduğuna inanıyorum. Doğru, faşist paramiliter gruplar da var fakat bunlar her seferinde azınlıkta kalıyorlar.

Mike Pompeo bile MAS’ın zaferini resmen tanıdı; zafer uluslararası toplum, diğer devletler, uluslararası gözlemciler, Yüksek Seçim Kurulu ve Luis Fernando Camacho hariç seçime katılan diğer partiler tarafından da resmen kabul edilmiş durumda.

Bu anlamda, Camacho’nun herhangi bir alternatif öneri geliştirmekten yoksun şekilde giderek yalnızlaşmış ve sahipsiz kalmış olduğuna inanıyorum fakat Luis Fernando Camacho’nun aldığı pozisyon aynı zamanda onu [Santa Cruz] bölgesinde muhatap olunacak kişi haline getirmek üzere önemini vurgulamayı amaçlıyor.

Denis Rogatyuk: Santa Cruz siyasi açıdan her zaman kritik bir eyalet olageldi. Kurulacak MAS hükümetinin bu bölgede bulunan ayrılıkçılık ve aşırıcılık sorununa nasıl bir çözüm sunacağını düşünüyorsunuz?

Bence işe MAS’ın taban hareketleri üzerinde artık bir tekele sahip olmamasından hareketle fazlasıyla karmaşık bir senaryo ile başlıyoruz. Evet, ulusal seferberlik açısından bir kapasiteye sahibiz fakat kendi varlığımızı özellikle de Santa Cruz şehrinde yeniden yapılandırmak zorundayız.

Bir belediye olarak Santa Cruz de la Serra’nın kentsel bölgesi sekiz ilçeye bölünmüştür. Bizler (kuşkusuz) kırsal bölgelerde güçlü biçimde varız. Fakat 2014 seçimlerinde, bu şehrimizin güney-güneydoğu kısmında üç belediye kazanmıştık, bugün ise sadece bir ilçe belediyesi kazanabildik ki bu oldukça hassas bir durum. Yine [bir işçi sınıfı bölgesi olan] Plan 3000’i kaybettik ki bu bölge her zaman MAS’ın kalesi olarak kabul edilmiştir.

Dolayısıyla bu duruma özel bir önem vermeliyiz. Kentsel bölgede iki belediyeyi kaybetmemiz ve elimizde sadece bir belediyenin kalmış olmasıyla, bu bölgede aktivizimimizi yeniden yapılandırma ihtiyacına işaret eden bir şekilde, bölgesel anlamda bir faşist projeye karşı direnmek açısından olumsuz koşullarla karşı karşıyayız.

Fakat aynı zamanda, Camacho etrafında dönen en önemli çatışmanın aşırı muhafazakarlık ve dincilik olduğunu düşünüyorum. Camacho’nun kendi kampanya “hattı”nı da sadece dini bir demografik kimlik olarak araçsallaştırmak değil, aynı zamanda bölgeciliği bütün ülkeye baskı yapacak şekilde bir bayrak olarak kullanmak üzerine kurduğu düşüncesindeyim. Bence Bolivyalılar olarak inşa etmek istediğimiz şey bu değil: Ulusal kalkınmanın asli bir unsuru olarak bütünleşmeye temelden inanıyoruz.

Bruno Sommer Catalan: Bolivya Sağı açısından nasıl bir gelecek görüyorsunuz? Bir liderleri olmaksızın ayakta kalabilirler mi? Gelecek yıllarda MAS’a karşı gerçek bir muhalefet söz konusu olmayacak mı?

Sağ’ı küçümsememiz gerekiyor. Camacho’nun arkasında bir siyasi projenin olduğuna inanıyorum fakat bu proje Santa Cruz Eyaleti’nde bölgesel olarak yerleştirilmiş bir proje, eyalet sınırlarının içine sıkışmış durumda ve bunu görmezden gelemeyiz. Bu projenin sorunu, onun yerel düzeyden ulusal düzeye dönük bir dayatma konusu olması ve aslında bir ulusal proje olmaması.

Göstericiler 14 Ekim 2020’de Bolivya’nın El Alto kentinde başkanlık seçimleri öncesinde eski devlet başkanı Evo Morales’in yüzünün basılı olduğu bayraklar taşıyorlar. (Gaston Brito Miserocchi / Getty Images)

Yine Camacho etrafında dönen bir diğer çatışma ise, onun, bir ulusal siyasi projenin ortaya çıkışıyla birlikte yenilgiye uğrayan yerel yönetici sınıflarla ilişkili güçler açısından fiilen bir geri çekilme tarihine karşılık gelmesidir. Biz bunu 2008’de [aşırı sağcı ayaklanmada] gördük; bu bölge ile devlet arasında bir cepheleşme senaryosu ilk defa hayata geçirildiğinde ve [Morales’in başkan yardımcısı] Álvaro García Linera’nın “ayrışma süreci” olarak adlandırdığı süreç ortaya çıktığında gördük. Merkezini Santa Cruz’un doğusu olarak belirleyen muhalefet, bu temelde direnişe geçilmesini önererek yerel valiliklerin, belediye başkanlıklarının ve kooperatiflerin karşı karşıya gelmesi için kendi bölgesel merkezine çekilmişti.

Yeni MAS hükümetinde kadınların rolü ne olacak? Kadınların önceki katılım düzeyleri konusundan herhangi bir özeleştiri söz konusu mu ve yeni dönemde bu katılım nasıl olmalı?

Hiç kuşku yok ki önemli ilerlemeler sağladık. Yerel düzeyler dahil yasama organlarında cinsiyet eşitliğini sağlayan ilk ülkeyiz. Arazi kullanım yapısının değiştirilmesinde çok büyük ilerlemeler kaydettik; kadınların sahip olduğu arazi tapuları oranını yüzde 15,6’dan yüzde 46,5’e çıkararak güvence altına aldık. Eviçi şiddet ve yine siyasi şiddete karşı kadınları koruma mekanizmalarını yerleşik hale getirdik. Tabii ki yapılacak daha çok şey var.

Toplumsal cinsiyet ayrıcalıklarını yeniden üreten bir sistem olan partiyarkadan kaynaklanan tarihsel uçurumları kapatmak zorundayız. Bence, kadınların katılımı üzerine kafa yormalı ve kadınların daha fazla toplumsal cinsiyet temelli gündeme ya da başka gündemlere sahip olmasını nasıl sağlayacağımızı düşünmeliyiz. Bir kadın milletvekili olmak illa ki toplumsal cinsiyete odaklanacağımız ve sadece bunun üzerine düşüneceğimiz anlamına gelmiyor; zira bu türden bir temsil gücü toplumumuz açısından önemli bir ilerleme anlamına geliyor.

Bunlara ek olarak, bugün MAS’ın siyasi projesinin geçerliliği konusunda kuşkusu olmayan genç meslektaşlarımızın ortaya çıktığını söyleyebileceğimize inanıyorum. Bu durum nesiller arası sınırları ortadan kaldırıyor, projemizin sürekliliğini bizler onun temel direklerini hayata geçirmekte ilerledikçe güvenceye alıyor ve herkes için fırsatların artmasını sağlıyor.

Denis Rogatyuk: Bolivya’nın “komünitaryen devrim”inde gençlik örgütlerini nasıl bir gelecek bekliyor?

Hugo Chávez bir keresinde bir kongrede gençliğe seslenirken, onlara en iyi neslin onların nesli olduğunu ve bunun sadece zafer kazanmış bir nesil oldukları için değil, karşılaştıkları zorluklar nedeniyle de böyle olduğunu söylemişti ve ben bugün bu sözlerin ülkemiz açısından geçerli olduğu fikrindeyim.

Bizim neslimiz demokrasi çizgisine, meşru bir hükümete geri dönmenin yarattığı muazzam zorlukla baş edebildi. On dört yıl boyunca [Morales’in başkanlığında] sağlamayı başardığımız ilerlemenin farkında ve bu çizgide devam etmek istiyor çünkü muhafazakar siyasi projelerin ortaya çıkışı bize en geri döndürülemez olarak gördüğümüz kazanımların bile geriye döndürülmesinin muhtemel olduğunu gösterdi. Gerçek şu ki bu tür şeyler olabiliyor. Bu türden geriye dönüşler Brezilya ve Arjantin’deki Macri hükümeti tarafından her anlamda ortaya kondu.

Fakat bizim yaşadığımız bu deneyim, siyasi militanlığın farklı bir ortama yanıt üretmek zorunda kalmış olmasıyla muazzam bir zorluk yaşattı bize. Sorun, Bolivya’daki pek çok genç insanın alanlarda çalışan sendikacıların yakından bildiği yaşam tarzını arkada bırakmak istemesi. Gençler yeni örgütlenme biçimleri, yeni iletişim ve kendilerini ifade yolları benimsiyorlar. İşte bu nesil açısından zorluk, bu yeni araçları kullanarak ortak bir düşünceler ufku yaratmaya devam etmektir.

Bolivya’nın iletişim anlamında reforma ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz? Özel medya ile rekabet etmek ve onları darbeyi kışkırtabilmekten alıkoymak adına yeni alternatif iletişim araçlarını nasıl yaratabileceksiniz?

Bence medya darbeyi meşrulaştıran “seçim sahtekarlığı” anlatısının propagandasını yapan bir aygıt olarak önemli bir rol oynadı fakat bundan fazlası değil.

Página Siete tarafından [18 Ekim seçimleri öncesinde] yayımlanan en son seçim anketi, Carlos Mesa’nın oy verme eğilimi açısından Luis Arce’nin biraz önünde gittiğini söylüyordu. Fakat seçim sonucunu gördünüz, bu türden seçim anketlerinin gerçeklikle hiçbir bağlantısının olmadığını da.

Bolivya’nın El Alto kentinde 18 Ekim 2020 genel seçimlerinde bir kadın oy kullanıyor. (Joao Castellano / Getty Images)

Bütün bunlar bize ne gösteriyor? Tabii ki bu medya araçlarının belirli siyasi güçlerin seçim çıkarlarına hizmet etmekte olduğunu gösteriyor. Böylece kendi meşruiyetini baltaladıklarını gösteriyor çünkü bu durum açıktan bu medyanın MAS’a neden saldırdığını, yapılan medya yorumlarında, atılan başlıklarda, bir diktatörlük altında yaşadığımız imajı çizen komplolarda, Carlos Mesa ile ilişkili her şeyi meşrulaştıran ve alkışlayan entrikalarda neden bu kadar çok düşmanlık olduğunu gösteriyor.

Seçimin ardından, Carlos Mesa’nın dünyada çevre hakkında açıklamalar yapan en önemli otuz insandan biri olduğu yönünde bir yayın bile vardı; daha yeni seçimi 20 puan geride kapatarak yenilmiş, çevreyle ilgili tek yaptığı iş Chiquitanía’daki orman yangınlarında külleri süpürürken çektiği bir selfie olan bir adamdan bahsediyoruz. Fakat burada siyasallaşmış medyanın oynadığı rolü görüyorsunuz. Bir siyasi pozisyon almak onlar açısından meşru bir durum fakat bu konularda yalan söylemeleri ne meşru ne de doğru bir tavır. Medyadan bizim talep ettiğimiz tek şey, hakikat; bilgilendirme, sorgulama ve açık ve dürüst bir pozisyon alma konularında hakikate bağlı kalmak zorundalar.

Bruno Sommer Catalan: Peki, MAS geleceğe nasıl hazırlanıyor? MAS alternatif, bağımsız medyayı ve bunun ötesinde kamu medyasını hangi yolla güçlendirecek?

Bu sorunun iki yanıtı var. İlk yanıt, topluluk radyo istasyonlarının kurulmasına dönük önemli bir çaba sarf ettik. Bu radyo istasyonları, MAS militanlarının katlanılmaz vahşiler olduğu, MAS’ın siyasi projesinin çöktüğünü ileri süren bir anlatının çevresine çekilmiş medya “çitini” yıktı ve bize karşı ileri sürülen bütün suçlamaları yerle bir etti.

Bunun için çaba gösteriyoruz fakat halen daha [sosyal medya üzerinden yayılan haberler açısından] bir tercihin söz konusu olduğunu da görüyoruz. Bu durum kendiliğinden ortaya çıkmadı; bu durum temelde daha fazla kişiye erişebilmek adına farklı medyalara ne türden yatırım yapıldığıyla da ilgili. Facebook bütün diğer medyadan, hatta en kalabalık televizyon izleyicisine sahip resmi medya ağlarından bile daha fazla kişiye erişiyor. Fakat oldukça karmaşık bir kutuplaşma sürecinden geçiyoruz: El Alto’dan ve Cochobamba Tropikasından meslektaşlarım bana “11 Kasım’da [2019 darbesini yapıldığı günde] televizyonu kapattım ve televizyondaki yalan haberler nedeniyle bugüne kadar açmadım” diyorlardı.

Bizim yapmamız gereken şey, sadece alternatif medyalar inşa etmek değil, bununla birlikte bu alternatif medyaların niteliğini de arttırmamız gerekiyor ki bu medyalar halkın tüketmek istediği ürünler ortaya koyabilsinler. Buradaki asıl mesele, sadece bu araçları kurmak ve sürdürmek değil, aynı zamanda bunları hem halkın ilgisine karşılık veren hem de belirli ilkeleri savunan bir içerikle güçlendirebilmek.

Denis Rogatyuk: Yeni hükümet içinde nasıl bir rol oynamak istersiniz? Ne türden planlarınız var? Yeni liderliği oluşturmak üzere gençlikle birlikte çalışmaya devam edecek misiniz?

İnsani gelişme ve demokratikleşme alanlarında bir yüksek lisans programına başvurdum ve sonuçların açıklanmasını bekliyorum. Beş yıldan bu yana çalışmakta olduğum kamu yönetimi makamı bir yana (ve umarım olumlu değerlendirmeler yapılıyordur hakkımda) kamu hizmetinde de olsa militanlık bitmez. Ülkeye katkıda bulunmak devlete dönük bazı sorumluluklardan ibaret değildir; aslında bu katkı, kavrayışınızı geliştirmenizi sağlayabilecek akademik eğitimle de mümkündür.

Fakat militan faaliyete dönmenin temel önemde olduğunu düşünüyorum çünkü aksi takdirde en temel şeyi kaybetmiş oluruz. Yine eminim ki hükümetin yönetilmesinde ve yasama süreciyle birlikte kamu yönetiminde görev üstlenecek olan meslektaşlarım içinden doğdukları toplumsal tabana derinden bağlı kişiler olacaktır.

Benim yerimin ne olacağını bilmiyorum fakat verilen sorumluluk her ne olursa olsun, en basit görevden en karmaşığına kadar, her şekilde yerine getireceğim.

Uluslararası toplum ve Bolivya’nın dostları Çok-uluslu Devlet’i iyileştirmeye ve restore etmeye yardımcı olmak adına neler yapabilir?

Yeniden inşa görevinin fazlasıyla karmaşık bir görev olduğuna inanıyorum çünkü ABD vesayetini ortadan kaldıracak alanlar olan CELAC, Unasur ve ALBA gibi uluslararası entegrasyon örgütlerinin yeniden canlandırılmasına ve güçlendirilmesine katkıda bulunmak zorundayız. Bu bölgesel organlar dahilinde, devletler ve halklar arasında sadece ve özellikle ticari alışverişe değil, aynı zamanda halklar arasında dayanışmacı ilişkilere de dayanan ilişkiler kurmuştuk. Bu örgütler, bölgede demokrasiye ve siyasi istikrara katkıda bulunmalarının yanı sıra bağımsızlık ilkesini ve her bir ülkenin tercihlerine dönük saygıyı da güçlendiriyordu.

Bolivya’nın El Alto kentinde 18 Ekim 2020’de gerçekleştirilen başkanlık seçimleri öncesinde MAS yanlıları tarafından yapılan mitingde göstericiler üzerinde eski devlet başkanı Evo Morales’in resminin bulunduğu bayraklar taşıyorlar. (Gaston Brito Miserocchi / Getty Images)

Özellikle pandemi sürecinde, devletlerin yaşanan sağlık krizine karşı verilen kavgaya ortak şekilde katkıda bulunmak yerine birbirlerine sırtlarını dönmesi ve sınırlarını kapatmayı tercih etmesiyle, bu entegrasyon alanlarının yokluğunu fazlasıyla hissettik. Bunun devletler ve halklar arasında dayanışma ve birbirini tamamlamaya dayanan uluslararası ilişkilerin yeniden harekete geçirilmesi açısından göz önünde tuttuğumuz önemli bir senaryo olması gerektiğine inanıyorum.

MAS’ın zaferinin kıtanın geri kalanı üzerinde nasıl bir etkide bulunacağını düşünüyorsunuz?

Pek çok kişi ilerici hükümetler dalgasının sona ermesi hakkında heyecanlı heyecanlı konuşuyordu. Fakat MAS’ın zaferi bu siyasi projenin geçerliliğini kanıtlıyor, tarihin bu tarafının halkların toplumsal adaletin olduğu bağımsız ve onurlu bir gelecek inşa etmek istediği taraf olduğunu teyit ediyor.

Bolivya’da MAS’ın zaferinin Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) gibi organların açık siyasi rollerini hem teşhir ettiğine hem de vurguladığına inanıyorum. OAS bir darbeyi meşrulaştırmaya çalıştı, kendisini bu işin merkezi elebaşı haline getirdi ve Bolivya halkına yalan söyledi. Sonuçta, bu girişimler en az 34 yoldaşımızın ölümüne ve ailelerinin dayanılmaz acısına yol açtı. OAS bizim koca bir yılı kaybetmemize neden oldu; Bolivya’ya gelerek hayatlarımızı altüst ettiler. Bu konunun da ayrıca etraflıca tartışılması gerekiyor.

Sendika.Org'a Patreon'dan destek ol