Pandemi kimleri zengin etti?

Pandeminin ilk çeyreğine denk düşen mali dönem analizinde satış, kar gibi kriterlerin tamamında artış yakalan şirketler şunlar: AlcatelLucent, Despec Bilgisayar, Arena Bilgisayar, Netaş, BİM Mağazaları, Şok Marketler, Dardanel, Deva Holding, Türk Traktör, Ege Seramik ve Ege Gübre. Bu listede farklı kriterlerle büyüyen şirketler arasında gıda sektörünün büyük gruplarından Pınar Holding, Tat Gıda, Kent Gıda da farklı sıralamalarda yer alıyor. Pandeminin gıdaya olan talebi arttırması ve bu sektörün pandemiden etkilenmeyecek mallar ürettiği göz önüne alınabilir tabii.

Özge Yurttaş 04 Aralık 2020 SAYI 5

Ocak 2020’de Çin’in Wuhan bölgesinde başlayan ve Mart ayı itibariyle Türkiye’yi de etkisi altına alan COVID-19 Pandemisi tüm toplumsal ve ekonomik yaşamı etkileyecek sonuçlar yarattı. An be an tanık olduğumuz bu süreci ve olanları baştan anlatmanın elbette bir gereği yok. Henüz sosyal ve ekonomik uzun dönemli sonuçlarına tanık da değiliz.

Son 9 ayda pandemi kapsamında iktidarın emekçileri ve küçük ölçekli esnafı, kendi hesabına çalışanları göz etmediği bir pandemi politikası izlediği de ortada. Kapanma, zorunlu olmayan sektörler dışında üretimin durması gibi çağrılar ise bizzat Erdoğan tarafından “Türkiye çarkları durdurma lüksüne sahip bir ülke değildir” açıklamasıyla reddedildi.

Peki çarklar durmadı da kim kazandı? Pandemi Türkiye’de hangi sektörleri kalkındırdı. Hangi markalar / sermaye grupları Pandemi ile beraber kazandı? Olaya genelde emek cephesinden bakmaya alışık birisi olarak bir de patronlar ne durumda diye bakmayı denedim.

Pandemi kimlere yaradı sorusuna yanıt ararken ulaşılabildiğim en güncel verilerin Haziran 2020’ye kadar olduğunu bu nedenle Pandemi’nin “ilk çeyreği”ni yani ilk 3 aylık dönemini ele aldığımı belirtmek isterim. Belki birkaç ay sonra daha uzun vadeli sonuçları değerlendirilerek bu çalışma revize edilebilir.

Öncelikle pandemi sürecinin sektörlere etkileri üzerine kapsamlı bir rapor yayımlayan uluslararası denetim ve danışmanlık firması Deloitte’nin hazırladığı Mayıs 2020 tarihli ‘Küresel Covid-19 Salgınının Türkiye’de Farklı Kategorilere Etkileri’ raporuna bakmakta fayda var.[1]Deloitte raporu hazırlarken, internet trafik verileri, sosyal medya etkileşimleri, arama motoru sonuçları, uygulama verileri, sektör temsilcileri ile görüşmeler ve mobil uygulama kullanım verilerinden faydalanarak dijital etkileşim üzerinden bir analiz yapmış. Bu analizlere lojistik, enerji, ilaç sektörleri dahil değil.

Deloitte, raporunda 60 farklı sektör tanımlamış ve dijital etkileşimi baz alarak bu sektörlerin pandemiden nasıl etkilendiğine bakmış. Öncelikle Pandemi döneminde dijital etkileşimi Ocak ile Nisan ayı arasında en çok artan kategori yüzde 1500 ile Zoom, Skype gibi uzaktan eğitim ve çalışma uygulamaları. İkinci sırada yüzde 250 artış oranıyla Fitness uygulamaları. Aynı dönemde önlemler kapsamında spor salonlarının yüzde 90lık bir düşüş yaşaması da ayrıca dikkat çekici.  Dijital etkileşim artışında yine Ocak- Nisan döneminde yüzde 200 artış sağlayan Üçüncü kategori mobil perakende. Yani online olarak gerçekleşen alışveriş uygulamaları. Bu durumda raporda önemli bir veri daha var. Salgının ilk ayında ulusal market zincirleri (Migros, Carrefour vb.) e-ticaret konusunda erkenden adım atmış olmanın avantajını yaşamış ve Şok, Bim gibi “indirim marketler” karşısında avantaj sağlamış. Fakat Nisan ayı itibariyle indirim marketler uzaktan alışveriş için yeni çalışma modelleri geliştirince yaşadıkları düşüşü telafi etmişler.

Market işçilerinin angaryası ile gelen başarı

Ben böyle model yazınca profesyonel bir çalışma yapıldığını düşünmeyin rica ederim. Hepimiz tanık olduk. BİM’in Şok market çalışanlarının telefonlarla alınan siparişleri bakkal çırağı gibi yaya ve kendi imkanları ile alışveriş poşetleri taşıyarak iletmeye zorlandıklarına. Hiçbir önlem alınmaksızın, mağazalardaki iş yüklerinin üzerine bir yenisi eklenerek zorla sipariş teslimatına gönderilmelerinden bahsediyoruz. Ama görüyorsunuz. Hızlı ve esnek olan kazanıyor. Aşağıda bu gayri insani angaryaya dayalı çalışma zorlamasının market zincirlere nasıl daha çok kazandırdığına dair verilerden bahsedeceğiz.

Raporda yerel pazar yerlerinde de yüzde 50’lik olumlu bir etkileşim artışı olduğu ve aynı dönemde yabancı pazaryerlerinin, özellikle Asya merkezli olanların büyük oranlarda talep kaybı yaşadığı belirtilmiş. Yani Trendyol, Gittigidiyor, Hepsiburada gibi “yerli” olan satış platformları bu süreçte avantaj elde ederken Alibaba gibi Asya merkezli satış platformları zararlı çıkmış.

Mobil perakende yükselişte

Deloitte’nin raporunda özetlemek gerekirse Pandemi’den en yüksek pozitif etkilenen kategoriler sıralamasının ilk 10 şöyle: Zoom, Skype gibi uzaktan eğitim ve çalışma uygulamaları. fitness uygulamaları, mobil perakende, ulusal market zincirler, hobi ürünleri ve hizmetleri, kamu bankaları, online eğitim, e-devlet gibi kamu hizmetleri, internet TV ve evcil hayvan ürünleri.

Bu sıralama aslında online olarak satılabilen her şeyi kapsıyor. Kültür sanat ve spor konusunda önlemler nedeniyle büyük bir sektörel çöküş yaşanırken insanların eve ve kendilerine “yatırım yaptığını” söylemek mümkün. İnsanlar her durumda almaya, sermaye ise satmaya devam etmiş. Sadece ihtiyaçların yönü ve satışın mecraları değişmiş durumda. Dijital etkileşimin aktörlerini oluşturan ve potansiyel müşterilerin ağırlıklı kısmını kapsayan milyonlarca insan ev içine ve kendine yatırım yapmış.

Bu koşullarda bazı istisnalar da var elbette. Öncelikle kamu bankalarına dair etkileşim yüzde 80 oranında artarken özel bankalarda aksine yüzde 10’luk bir düşüş olmuş. Raporu hazırlayan kurum bunu kamu bankalarının nisan ayında özel bankalara kıyasla kredi arzına devam etmeleri ile açıklamış. İşin aslını bilenler bunun ne anlama geldiğini bize daha iyi açıklar sanırım.

Yemek siparişlerinde de pandeminin ilk çeyreğinde yüzde 55’lik bir azalma olmuş. Bunun geçen ay yeme içme mekânlarının kapatılması ve yalnızca paket servis / gel al satışa müsaade edilmesiyle nasıl değiştiğini ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Aktarların hevesi kursağında kaldı

Bir ilginç bilgi ise “sağlık destek ürünü” olarak nitelenen takviyeler ve “alternatif” tıp ürünlerine dair. Bu kategorideki dijital etkileşime dair rapor kurumu şöyle demiş: “Mart ayı içerisinde hızla artan talebin Nisan ayında yerini doygunluğa bıraktığını gözlemliyoruz. Aktar ve bal kategorisinde Mart’a göre talep daha hızlı düşerken vitaminlerde daha yumuşak bir normalleşme süreci gözlemlenmiştir.”

Son olarak pandeminin ilk çeyreğinde değer kazanan kategoriler açısından sınıfsal bazı tercihler de öne çıkıyor. Örneğin bu dönemde Online eğitimler yüzde 75, meditasyon yüzde 30, orta fiyat kategorili ürünler ağırlıklı olmak üzere kişisel bakım yüzde 40 oranında artış göstermiş. Beyaz yaka olarak tabir edilen işçi sınıfının eğitimli ve tüketim alışkanlıkları spesifik özellikler gösteren kesimi Pandemide de bu özgünlüğü sürdürmüş.

Ulaşım ve kültür-sanat en çok düşenler

Pandemide kaybedenlere de bakmak lazım. En büyük zararı yüzde 95 ile havayolu dışı ulaşım, (otobüs, deniz, raylı sistem), yüzde 95 ile kültür ve sinema sektörü, yüzde 90 ile hava yolu ve spor salonları, yüzde 85 ile otel konaklama, yüzde 80 ile oto kiralama, yüzde 80 ile bahis, yüzde 70 ile spor medyası, yüzde 60 ile kariyer alanı görmüş. Kamu sağlığı da zarar eden / görenler kategorisinde yer alıyor.

Borsa İstanbul’un (BİST) yılın ikinci çeyrek bilanço dönemine dair verilerine baktığımızda ise sektörel bazda pandemide havacılık, demir-çelik, petrokimya sektörlerinde kayıplar yaşandığı, gıda, ilaç, teknoloji sektörlerinde ise ciro artışı yaşadığı görülüyor. Pandemi döneminde büyüyen sektörlerden biri de Züccaciye ve küçük ev aletler sektörü. Bu sektörde bazı ürünlerin satışında %300’e varan artışlar olduğu belirtiliyor. [2]

Sektörler konusunda durum ve beklentiler bu yönde. Peki tek tek kurumlar, gruplar ve markalar açısından durum ne?

Kazanan şirketler kim?

Ekonomist’in 10 Eylül tarihli “Bilançolarda öne çıkan 29 Şirket”[3] haberine göre Pandeminin ilk çeyreğine denk düşen mali dönem analizinde satış, kar gibi kriterlerin tamamında artış yakalan şirketler şunlar:  AlcatelLucent, Despec Bilgisayar, Arena Bilgisayar, Netaş, BİM Mağazaları, Şok Marketler, Dardanel, Deva Holding, Türk Traktör, Ege Seramik ve Ege Gübre. Bu listede farklı kriterlerle büyüyen şirketler arasında gıda sektörünün büyük gruplarından Pınar Holding, Tat Gıda, Kent Gıda da farklı sıralamalarda yer alıyor. Pandeminin gıdaya olan talebi arttırması ve bu sektörün pandemiden etkilenmeyecek mallar ürettiği göz önüne alınabilir tabii.

Burada isimleri geçmeyen sermaye gruplarının zarar ettiği düşünülmesin. Örneğin Ülker markasının sahibi olan Yıldız Holding de yılın ilk yarısında 2019’un aynı dönemine göre konsolide ciroda yüzde 18 artışa sahip olduklarını söylüyor.

Gelelim gayri insanı çalışma koşulları, artan angaryalarla öne çıkan market zincirlere. 2020’nin ilk yarısında dört büyük zincir marketin( BİM, Migros, Carrefoursa, Şok)  bilançosu geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 32 artışla 53,5 milyar TL’ye yükselmiş.[4]

Bu dönemde en fazla ciroyu 26,6 milyar TL ile Bim yapmış. Oransal olarak da en çok ciro artışı, yüzde 38 ile Bim’e ait. Şok ise cirosunu bu dönemde yüzde 32 artışla 9,9 milyar TL’ye yükseltirken, brüt kârını da yüzde 35 artışla 2,3 milyar TL’ye çıkardı.2020’nin ilk yarısında Migros’un cirosu yüzde 25 artışla 13,4 milyar TL’ye yükseldi. Carrefoursa bu dönemde cirosunu yüzde 23 artışla 3,6 milyar TL’ye yükseltti.

Milyonlarca emekçinin canı pahasına dönen bu çarklar kimin için durmuyor. Kimler pandemide de servetlerine servet katıyor sorusuna yanıt ararken karşımıza ilk elden çıkan ve derin bir analize girişmeden gördüklerimiz bunlar. Market zincirlerin yoğun bir emek sömürüsü üzerine inşa ettikleri imparatorluk ortada. Teknoloji tabanlı yatırım yapan firmalar her devirde olduğu gibi pandemi döneminde de kazananlar arasında. Enerji şirketlerinin sarsılmaz konumunda iktidarın sağladığı sınırsız olanak ve kolaylıkları da göz önüne almak gerekir.

Yukarıda sıralanan sayılar, yüzdelik oranlar ve daha fazlası bizim alacakaranlıktan gün batana dek alınteri döktüğümüz saatlerin bakiyesidir. Grafik sütunların, bilançoların altında etiyle kemiğiyle milyonlarca işçinin sureti vardır.

[1] Raporun tamamına ulaşmak için: https://www2.deloitte.com/tr/tr/pages/consulting/articles/kuresel-covid-19-salgininin-turkiyede-farkli-kategorilere-etkileri.html

[2]https://www.ekonomist.com.tr/arastirmalar/ev-pazarina-pandemi-dopingi.html

[3]https://www.ekonomist.com.tr/borsa/bilancolarda-one-cikan-29-sirket.html

[4]https://www.haberler.com/bim-sok-migros-ve-carrefoursa-arasinda-en-cok-13521556-haberi/

 

Sendika.Org'a Patreon'dan destek ol